x
Mesaj 1 Mesaj 2 Mesaj 3
Menü
Sepetim
Ketojenik Diyet ile Sağlıklı Kilo Verme

Ketojenik Diyet ile Sağlıklı Kilo Verme

Ketojenik diyet son yıllarda popülerleşen beslenme biçimlerinden biri. Daha eski zamanlarda çeşitli hastalıkların tedavisini desteklemek amacıyla uygulanan ketojenik diyet günümüzde zayıflamak amacıyla da oldukça yaygın. Alınan enerjinin besin ögelerine dağılımının diğer diyetlere oranla daha farklı olduğu bir yeme düzenine sahip olan ketojenik diyet karbonhidrat içeriğinin düşük ve protein içeriğinin orta olmasını sağlıyor. Ketojenik diyette alınan yağ içeriği ise oldukça yüksek. Dolayısıyla pek çok teyit için yasak olan beslenme programları ketojenik diyet için uygun görülüyor. Düşük karbonhidratlı diyet olarak da anılan ketojenik diyetin bu sebeple de oldukça yaygın şekilde tercih edildiğini dile getirmek mümkün.

Ketojenik Diyet Nasıl Planlanır?

Ketojenik diyetin olumlu ve olumsuz yanları son yılların en çok araştırılan konularından biri haline geldi. Karbonhidrat ve protein kaynaklarının kısıtlı şekilde tüketildiği ve diyet içeriğinin büyük bir kısmını yağlardan oluştuğu ketojenik diyet, diğer diyet listelerine göre farklı bir planlamaya sahip. Öyle ki sağlıklı beslenme planlarında kaçınılan pek çok besin ketojenik diyette tüketiliyor. 

Ketojenik diyet kısa süreli tercih edildiği takdirde yağ yakma konusunda etkili bir rol oynayarak kilo vermeyi sağlıyor. Ancak uzun süreli devam eden ketojenik beslenmenin katı bir diyet listesine sahip olması sebebiyle sağlık açısından riskli olabileceğini dile getirmek gerek. Bunun yanı sıra ketojenik beslenme tarzına sahip olmak isteyen kişilerin de uygun olup olmadıklarını test etmek adına mutlaka bir doktor kontrolünden geçmeleri öneriliyor. Uzun vadede zorlayıcı bir beslenme planına sahip olan ketojenik diyet size kendinizi rahatsız ve kötü hissettirebilir. İstenmeyen problemlerle karşılaşmamak adına diyet süreci boyunca mutlaka bir doktor kontrolünde olmalı ve öncesinde gerekli tahlilleri yaptırmalısınız.

Ketojenik diyetlerde içerik hesaplaması esnasında diyette yer alacak besin öğesi miktarlarının birbirleriyle olan oranları belirleniyor. Normal beslenme düzeninde enerji elde etmek için öncelikle karbonhidrat ve karbonhidratların yetersiz kaldığı durumlarda yağlar ve proteinler kullanılıyor olsa da bu durum ketojenik diyet için geçerli değil. Ketojenik diyetlerde karbonhidrat ve protein içeriği oldukça düşük seviyede tutulurken, vücut enerji gereksinimini büyük ölçüde yağlardan sağlar. Ancak bu gibi sebepler dolayısıyla enerji kaynağı karşılamakta güçlük çeken vücudun çeşitli problemlerle karşılaşabileceğini de mutlaka dile getirmek gerekiyor. 

Ketojenik Diyetin Riskleri Neler?

Ketozis vücutta bulunan yağ depolarının azalmasıyla birlikte meydana gelen metabolik reaksiyon olarak ele alınıyor. Ketojenik diyet sırasında görülebilecek bu reaksiyon, diyetin riskleri arasında bulunuyor. Günümüzde kilo verme amacıyla tercih edilen farklı beslenme düzenleri mevcut. Her geçen gün bir farklısının eklendiği ve pek çok kişi tarafından tercih edilen beslenme düzenleri çeşitli besin gruplarının daha az tüketilmesiyle kilo vermeye yardımcı oluyor. 

Uzun yıllardır farklı sebepler dolayısıyla tercih edilen ve dikkat çeken bir beslenme yöntemi olan ketojenik diyeti ise hala ilgi çekici olma özelliğini koruyor. Düşük karbonhidratlı yaşam döngüsünü sağlayan bu diyetin uzun süre devam ettirildiği takdirde kesinlikle riskli olduğunu ise mutlaka dile getirmek gerekiyor. Ketojenik beslenme tarzına geçmeden önce mutlaka riskleri araştırmak ve bir uzman kontrolüne gitmek öneriliyor. Ketojenik diyetin riskleri arasında;

  • Ketojenik beslenme düzeni esnasında kanda keton adı verilen cisimcikler artışa geçiyor. Bu durum ise ketozis tablosunun oluşa bilme ihtimali mevcut olmasını sağlıyor. “Ketozis nedir?” sorusuna ise yağ depolarının azalmasıyla birlikte meydana gelen bir reaksiyon olduğuna dair yanıt vermek mümkün.
  • Ketojenik beslenme düzeni sırasında vücut, açlıkla başa çıkabilmek için metabolizma hızını yavaşlatma eğilimine girebilir. Metabolizma yavaşlaması ise diyet sonunda verilen kiloların tamamının geri alınması gibi bir sonuca sebebiyet verebiliyor.
  • Ketojenik beslenme sırasında yüksek yağ tüketimi yağlardan enerji üretiminin artması sonucu kanda dolaşan serbest yağ asitlerinin miktarının artmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra yetersiz posa alımı kolesterol ve diğer kan lipitlerinde de artış görülmesine sebep oluyor.
  • Karaciğer üzerinde ağır bir yük oluşturduğu bilinen  ketojenik diyet uzun süre devam ettirildiği takdirde karaciğer yetmezliği gibi risklere neden oluyor. Bu sebeple ketojenik beslenme düzenine geçmeden önce mutlaka karaciğer değerlerinin normal sınırda olup olmadığına dair kontrol yaptırılması gerekiyor.
  • Beynin temel enerji kaynağı olan glikoz ketojenik diyet esnasında alınmadığı için kişinin bilişsel fonksiyonlarında yavaşlama ve geriliğe sebep oluyor.
  • Ketojenik beslenme düzenine sahip kişilerde meydana gelen kalp ritim bozukluğu normal beslenme düzenine sahip olan kişilere oranla çok daha yüksek.

 

Ketojenik Diyetin Faydaları Neler? 

Ketojenik diyetin metabolizma üzerindeki rolü bu beslenme düzenine sahip olmayı düşünen pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Ketojenik diyet daha önceki zamanlarda yalnızca çeşitli hastalıkların tedavi edilmesi amacı ile tercih ediliyor olsa da günümüzde kilo vermek amacıyla da yapıldığı biliniyor. Ancak ketojenik beslenme düzeni esnasında vücut kendini açlığa alıştırmaya çalıştığı için metabolizmanın yavaşlamasına yol açıyor. Yavaş bir metabolizmanın size kilo verme açısından uygun olmadığını ve diyetin ardından verilen bütün kiloların geri alınmasına yol açabileceğini de mutlaka dile getirmek gerekiyor. 

Ketojenik beslenme düzeni belirli bir süre yapıldığı takdirde faydalı ve etkili olabilir. Ancak bu gibi bir beslenme düzenine geçerek hayat düzeninize tamamen değiştirmeden önce mutlaka vücudunuzun buna uygun olduğundan emin olmalısınız. Aksi takdirde çeşitli problemlerle karşılaşmak söz konusu hale gelebilir. Bunun yanı sıra ketojenik beslenme düzenine geçmeden önce karaciğer enzimlerinin başta olmak üzere çeşitli vitamin ve mineral kontrollerini yaptırmak için doktor kontrolüne giderek kan tahlili yaptırmalısınız. Tüm bunların haricinde kan tahlillerini ve karaciğerin değerleriniz ketojenik beslenme düzeni için elverişli olsa dahi bu beslenme düzenini yalnızca belirli bir süre için yapılması gerektiğini de dile getirmek gerekiyor. Uzun süre boyunca ketojenik beslenme düzenine sahip olmak vücuttaki birçok farklı probleme sebebiyet verebiliyor.

Ketojenik tarifler ile kilo vermenin ise kesinlikle mümkün olduğunu mutlaka dile getirmek gerek. Uzun süre yapıldığında çeşitli problemlerle karşılaşmaya söz konusu olsa dahi belirli bir süre yapıldığı takdirde pek çok farklı fayda da mümkün hale geliyor. Ketojenik diyet ile elde edilen faydaları aşağıdaki gibi listelenebilir:

  • Ketojenik beslenme süreci esnasında vücut yağları enerji olarak kullanılıyor. Bu sayede kısa süre içerisinde yoğun bir şekilde kilo vermek mümkün hale geliyor.
  • Beyin fonksiyonlarının artmasına ve zihinsel netlik sağlanmasına yardımcı oluyor.
  • Kan şekerinde meydana gelen dalgalanmaların dengeye gelmesini ve azalmasında etkili oluyor.
  • Vücutta bulunan inflamasyonun azaltılmasına yardımcı oluyor.
  • Parkinson hastalığı ve polikistik over sendromunun semptomlarını hafiflemesini sağlıyor.
  • Sivilce gibi karaciğer sebebiyle meydana gelen cilt problemlerine yardımcı oluyor.

 

Dolayısıyla ketojenik diyet ve kilo verme birbirleriyle kesinlikle ilişkili. Ancak bu gibi bir beslenme düzeni ile kilo vermek istiyorsanız beslenme düzenine geçmeden önce mutlaka bir doktor kontrolünde olmamız gerektiğini dile getirmek gerekiyor. Aksi takdirde kısa süre içerisinde vücutta vitamin ve mineral eksikliğine yol açabileceğini dile getirmek de mümkün. Bu gibi problemler yaşamak istemiyorsanız yalnızca doktor kontrolünde ve gerekli şartlarda ketojenik tarifleri uygulamasınız. 

Blog Son Eklenenler
Kış Tatilinde Kullanabileceğiniz Cilt Bakım Ürünleri

Kış Tatilinde Kullanabileceğiniz Cilt Bakım Ürünleri

Cilt bakımı denince akla genel olarak yaz mevsimi gelse de aslında bakım her mevsim gereklidir. Çünkü her mevsimin kendine has özellikleri vardır ve insan teni her bir mevsimin olumsuz özelliklerinden etkilenebilir. Kış mevsimi, tenin etkili ve güçlü bir bakıma en çok gereksinim duyduğu ayları kapsar. Kış mevsiminin soğuk ve sert havası ciltte istenmeyen oluşumların gözlenmesine sebebiyet verebilir. Fizyolojik ve psikolojik açıdan rahatsızlık veren bu oluşumları önlemek oldukça önemlidir.

Daha Güçlü Bir Cilt Bariyeri için Neler Yapılabilir?

Daha Güçlü Bir Cilt Bariyeri için Neler Yapılabilir?

İnsan, hem iç hem dış organlarına gereken özeni göstermelidir. Çünkü tüm organlar, çok kıymetlidir ve sağlıklı bir yaşam için bütün organların en iyi şekilde bakılması şarttır. İç organların muhafaza altına alınmasını sağlayan ve tüm bedeni tepeden tırnağa saran uzuv deri, cilt olarak adlandırılır. 

Saç için Hyalüronik Asit Kullanmanın Faydaları

Saç için Hyalüronik Asit Kullanmanın Faydaları

Hyalüronik asit, şeker ve proteinden oluşan bir ürün. İçeriğinden kaynaklı olarak bu asit biyolojik bir yapıya sahip. Temelde bir molekül olan hyalüronik asit su tutma özelliği ile vücut için önemli bir göreve sahip. Kaslarda, eklemlerde, göz sıvısında ve ciltte doğal olarak bulunan hyalüronik asit; kozmetik açıdan sağladığı faydalar sebebiyle son yılların en çok araştırılan konularından biri haline gelmiş durumda.

Sivilce Kremiyle Pürüzsüz Bir Cilde Adım Adım Yaklaşın

Sivilce Kremiyle Pürüzsüz Bir Cilde Adım Adım Yaklaşın

Hemen her yaştan kadın ve erkeğin cilt bakım rutini için en çok araştırdıkları ürünlerin arasında sivilce kremi geliyor. İsminden de anlaşılacağı üzere sivilce probleminin giderilmesi amacıyla kullanılan bu ürünler farklı markalar tarafından üretilen çeşitli versiyonlar ile piyasada bulunuyor.

Atopiye Eğilimli Cilt Nedir? Atopiye Eğilimli Cilt Bakımı Nasıl Yapılır?

Atopiye Eğilimli Cilt Nedir? Atopiye Eğilimli Cilt Bakımı Nasıl Yapılır?

Atopiye eğilimli cilt, ciltte kuruluk, kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösteren kronik bir cilt durumu olan atopik dermatitle ilişkilidir. Bu cilt tipi, genellikle cildin doğal bariyerinin zayıflaması nedeniyle dış etkenlere karşı daha savunmasız hale gelir.

Micellar Su Nedir, Ne İşe Yarar?

Micellar Su Nedir, Ne İşe Yarar?

Micellar su, cilt bakımında temizlik ve bakım sunan çok yönlü bir üründür. İlk kez Fransa’da geliştirilen bu ürün, zamanla dünya genelinde popülerlik kazanarak güzellik ve cilt bakım rutinlerinin vazgeçilmezi haline gelmiştir.

Boyalı Saç Bakımı Nasıl Olmalıdır? 

Boyalı Saç Bakımı Nasıl Olmalıdır? 

Boyalı saçlar, kimyasal işlemlerin etkisiyle hassaslaşarak daha fazla özen ve özel bir bakım gerektirir. Saç boyama işlemi sırasında kullanılan kimyasallar, saç tellerinin doğal yapısını bozabilir ve nem kaybına yol açabilir.

Kuru Saçlara Ne İyi Gelir? 

Kuru Saçlara Ne İyi Gelir? 

Kuru saçlar, saç tellerinin ve saç derisinin yeterince nemlenmemesi sonucu oluşur. Bu durum saçın mat, sert ve cansız görünmesine neden olabilir.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.