Hamile olan kadınlarda doğumdan bir süre sonra anne sütü gelmeye başlar. Bebekler ilk 6 boyunca sadece anne sütüyle beslenmeli ve daha sonrasında anne sütüyle birlikte ek gıdaya geçmelidir. Anne sütü bebekler için besin değeri yüksek olan bir içecektir. Ayrıca zaman geçtikçe büyüyen bebekleriniz için sütün içeriği değişse de ihtiyaçları olan besin değerini her zaman karşılar. Annelerin hem psikolojik hem de fiziksel bazı durum ve olaydan kaynaklı sütün gelme miktarında farklılıklar olabilir. Ancak bu durum endişe edecek bir şey değildir. Annelerin farklı dönemlerde sütü daha fazla ya da daha az gelebilir. Bebek, sütün tamamını tüketemiyorsa besin değeri olarak çok yüksek olan anne sütünün her damlasını saklamak anne için mantıklı bir seçim olacaktır. Anne sütü saklama için kullanabileceğiniz ürünler ile ilgili bu yazıdan bilgi alabilirsiniz.
Sağılan anne sütü saklama demek dış dünya ile anne sütü temasını önlemek için bir duvar örmek demek. Bu duvar anne sütünü diğer yiyecek veya içeceklerin kokusundan ya da tadından korur. Anne sütünün bebekler için ne kadar önemli olduğunu herkes bilir. Tabi ki sütü korumak bebeğinizi de korumak demektir. Buzdolabında sakladığınız sütü cam kavanozlarda da muhafaza edebilirsiniz. Ancak temizliği ve koku sinebilme olasılığından dolayı bu çok önerilmemektedir. Temizlik konusunda bazı anneler sıcak suyla temizlemenin doğru olduğunu düşünse de bazı anneler bulaşık makinesinde temizlemenin doğru olabileceğini söyler. Saklama kaplarının temizliği her iki uygulamada da güvenlidir. Uzmanlar bu konuda endişe edecek bir şey olmadığını annelere söylüyor.
Pompa veya el ile süt sağımı yaparken ya da bebek emerken diğer göğüsten süt geldiğini görmüş olabilirsiniz. Bu akan değerli anne sütünü değerlendirmek isteyen anneler için üretilmiş toplayıcılar tam da bu konuda yardımınıza koşacak ilk ürün. Kullanışlı tasarımlarıyla kolay bir kullanım sağlarken küçük boyutlu ve hafif olmasıyla da yanınızda taşımakta zorlanmamanızı sağlarlar.
Annelerin kurtarıcı ürünü anne sütü saklama kabı, sağılan ya da toplanan sütleri saklamak için sıkça kullanılmasıyla bilinir. Annelerin emzirme dönemlerinde karşılaştığı sütün az ya da fazla gelme sorununa çözüm olmak için üretilmiştir. Sızdırmaz kapaklarıyla güvenli taşımaya olanak sağlarken kullanımı gayet basit ve temizlemesi de oldukça kolaydır. Daha steril yapısıyla sütü temiz ortamda saklama imkânı sunarlar. Sütü sağdıktan sonra gününü veya miktarını yazmak için kolay yazılabilen etiket avantajını da sağlarlar. Sütü hemen değil de bir süre sonra kullanmak için buzdolabı veya dondurucuda saklamak mümkündür.
Anne sütünün sağılmasından sonra sütü saklama poşetlerinde kolayca muhafaza etmek mümkündür. Anne sütü saklama poşeti ikili kilit sistemleri sayesinde sızdırmazdır. Ayrıca bu poşetler yatay veya dikey şekilde kullanılabilir. Bu buzdolaplarında ve derin dondurucularda istenilen şekilde saklayabilmek anlamına gelir. Poşetler üzerinde bulunan isim ve tarih bölümü sayesinde kolaylıkla notlar alma imkânı sunar. Bu paketler ayrıca sütün ne kadar süre saklanabileceği konusunda yardımcı olmak için üzerlerinde bazı bilgiler de bulundurabilirler. Sütün eridikten sonra kolaylıkla biberonlara aktarılabilmesi için tasarlanmışlardır ve bu sayede büyük kolaylık sağlayabilirler.
Sağılan anne sütünün uygun saklama koşulları, saklama yeri, saklama süresi, saklama kaplarının seçimi, kapların temizliği ve dondurulan sütün çözdürülmesi gibi konularda annelerin bilgi sahibi olması gerekir. Anne sütü saklama süresi, sütü sağdıktan sonra oda sıcaklığında en fazla 3 saattir. Uzmanlar bu sürenin 3 saati geçmemesi konusunda uyarıyorlar. Bu yüzden ilk olarak buna dikkat edilmelidir. Bazı anneler cam şişe de saklarken bazı anneler plastik kullanabiliyor. Ancak plastikler ilk başta kulağa sağlıksız gelse de bu yapılan ürünlerin sağlığa zararlı maddelerden üretildiği ve üreticilerin bunlara dikkat ettiği bilinmelidir. Anne sütünün çelik kaplarda veya pet şişelerde saklanabileceğini ifade eden anneler olabilir ancak bu kaplar sütün içeriğini bozabileceği için saklamak uygun değildir. Cam veya plastik tercihi tamamen annelerin seçimine bağlıdır.
Daha sonrasında tabi ki anne sütü dolapta saklama için uygun mu sorusu akıllara gelebilir. Bu soruya cevabımız ise evet, buzdolabında anne sütü saklanabilir. Ancak bunun da bazı kuralları var. Buzdolabında anne sütünün ömrü sadece 3 gündür ve sıcaklık 0-4 C arası olmalıdır. Tabi ki sütün iyi muhafaza edildiğinden emin olmak gerekir. Sütün buzdolabında bulunan diğer ürünlerin kokusundan etkilenmemesi gerekir. Bunun için kullanılan poşetlerin kesinlikle iyi kapatıldığından emin olunmalıdır. Buzdolabında saklanabilen sütlerin derin dondurucuda muhafaza edilmesi de mümkün. Derin dondurucuda 3 ay boyunca saklamaya uygun. Ancak ortalama sıcaklığın –18 C olmasına dikkat etmek oldukça önemli.
Anne sütü saklama ve kullanma konusunda birçok farklı fikir vardır. Hatta pek çok kişinin bu konuda bilgisi olmayabilir ve yanlış tavsiyelerde bulunabilirler. Bazı anneler sakladıkça besin değerinin düşeceğini ya da bozulacağını düşünebilir ama bu kafa karışıklığına hiç gerek yok. Çünkü son yıllarda yapılan araştırmalar sayesinde anne sütünün saklanabileceği kanıtlanmıştır. Bu yüzden bu sorunun cevabına evet diyebiliriz. Bu da anne sütünün her damlasının kullanılabileceği anlamına gelir. Bu araştırmalar sayesinde doktorlar anneleri daha doğru bilgilendirmiş ve anne sütü saklama koşulları için birçok farklı yöntem geliştirilmiştir. Çalışan annelerin bebekleri için endişelerini azaltırken hayatlarında büyük kolaylıklar sağladıklarını söyleyebiliriz. Saklama poşetleri, süt saklama kapları veya şişeleri doktorlar tarafından sıkça tavsiye edilen ve günümüzde annelerin çokça kullandığı ürünlerdir. Bu ürünler ile sağılan anne sütü buzdolabında ya da dondurucuda muhafaza edilebilir.
Dondurulan süt eğer acilen lazım değilse benmari usulüyle ısıtarak bebeğe verilmelidir. Eğer acilen lazım ise sıcak su ile direkt eritilebilir. Fakat süte su karışmaması gerekir. Buna dikkat edilmelidir. Eritildikten sonra anne sütü 24 saat içerisinde kullanılmalıdır. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise eritilen veya ısıtılan sütü tekrar dondurup kullanmaktır. Bu sağlıklı bir yöntem değildir. Sütün dondurulması sırasında süt genleşecek ve hacim kazanacaktır. Bu nedenle eğer süt dondurarak muhafaza edilecekse tamamını doldurmamaya dikkat etmek gerekir. Sütün koyulduğu saklama poşetlerine maksimum miktardan biraz daha az anne sütü eklenmelidir. Bu miktar saklanan kabın 1/8’i boş kalacak şekilde kolayca ayarlanabilir. Bu, eritme sırasında poşetlerin şişmesini veya anne sütünün sızmasını engelleyecektir. Ayrıca derin dondurucuda anne sütü saklama kabı saklamak için anne sütü koyulan kabı orta kısımlarda saklamak mümkündür. Dondurucular içerisindeki en sabit ısıya sahip bölüm orta kısımlardır.
Anne sütünü saklama konusunda çok fazla detay var. Öncelikle anne sütünün ne zaman sağılması gerektiği bilinmelidir. Anne sütü saklama süresi de sağımdan sonra dikkat edilmesi gereken bir konudur. Anneler, sütünü sağması gereken zamanları ise şu şekilde anlayabilir:
Bu durumlarda anne bebeği için sütünüzü sağabilir. Süt sağma işleminden sonra anne sütü saklama şekilleri arasından anne, kendine uygun olanı tercih ederek sütünü sağlıklı bir şekilde muhafaza edebilir. Annelere genellikle sütlerini 3 saat arayla 15-20 dakika süreyle sağması önerilir. Doğumdan sonraki dönemde eğer bebeğin sağlıklı ve emmesi iyi ise tabi ki sağmaya gerek yoktur. Ayrıca doğumdan hemen sonra sütün çok az gelmesi, annelerin "sütüm yok” endişesine kapılmanıza neden olabilir. Ancak bu gayet normal bir durumdur ve endişe edilecek bir şey yoktur.
Ten bakımı zannedildiğinden çok daha önemli. Çünkü insan derisi büyük görevler üstlenen bir uzuv. Bu uzuv vücutta bulunan en büyük organlardan biri. Derinin iç organları ve sistemleri dış etkenlere karşı koruma altına almak gibi mühim bir vazifesi bulunur. Aynı zamanda temasın gerçekleşmesini; sıcak, soğuk, ılık, pütürlü, pürüzsüz, sert, yumuşak gibi dokuların hissedilmesini sağlar. Dokunma organı olarak da bilinen tenin bu sebeple iyi bir bakıma gereksinim duyduğu söylenebilir.
Beslenme bireylerin en temel gereksinimleri arasında yer alır. Yetişkin bireyler yeme ve içme eylemlerini kendileri gerçekleştirebilirken bebekler bu faaliyetleri anne ve baba yardımıyla tamamlayabilirler. Belirli bir döneme kadar bebeklerin beslenmesi yalnızca anne sütü ile sağlanır.
Cilt bakımı kimi bireyler için çok önemliyken kimileri için önemsiz görülür. Oysa canlı ve dolgun bir görünüme sahip olan cilt hemen herkes tarafından hoş karşılanır. Kimse teninin kusurlarla dolu olmasını istemez. Ancak istememek yeterli değil. Doğru ve düzenli bakım yapılmayan ten üzerinde bir süre sonra istenmeyen oluşumlar meydana gelecek. Bu oluşumlar kişiyi fizyolojik ve psikolojik anlamda rahatsız edecek, insanlarla olan iletişimini de olumsuz etkileyecek.
Bedenin canlılığını gösteren en önemli işaret vücudun yapım ve yıkım işlemlerini denge üzerinde tutması. İnsan vücudu hem yapım hem yıkım faaliyetleriyle devamlı olarak kendini yeniler. Yenilenme, aslında doğanın bir kanunu.
Yaşam alanlarının en sevilen ve en çok vakit geçirilen yapıları evler. Genel olarak salon, oturma odası, mutfak, banyo ve yatak odası gibi bölümlerden oluşan konutlar ailenin genişlemeye başlaması ile daha farklı bölümlerin oluşturulmasını gerekli kılar.
Bireyler bazı temel ihtiyaçlarla dünyaya gelirler. Bu ihtiyaçların yaşam boyu giderilmesi gerekir. Cilt bakımı her ne kadar temel bir ihtiyaç gibi görülmese de aslında sağlık açısından oldukça önemli. Çünkü insan vücudu tamamen deri ile kaplı. Bu deri çok katmanlıdır ve bedende yer alan iç organlarla sistemleri koruma altına almayı sağlar.
Cilt bakımında doğallık, etkili sonuçlar ve ışıltı arıyorsanız; Bioxcin'in Gold On Skin Işıltılı Kuru Yağı ile tanışmanın tam zamanı. %98 doğal içerikle geliştirilen bu çok yönlü kuru yağ, cilt, saç ve makyaj rutininizin vazgeçilmez parçası olmaya aday.
Güneş ışığı, yaşam kaynağımız olduğu kadar cildimiz üzerinde de güçlü etkiler yaratır. Yaz aylarında artan dış mekan aktiviteleri, plaj keyifleri, doğa yürüyüşleri ve tatil planları derken cildimiz hem fiziksel hem biyolojik olarak ciddi sınavlardan geçer.
