Hamilelik sonrası bakım dendiğinde akla ilk gelen sorundur çatlaklar. Hamile kadınların karın bölgesinde hızlı ve ani şekilde oluşan karın büyümesiyle beraber deride çatlaklar meydana gelir ve bu başa çıkılamaz bir problem olarak görünür. Oysa bu çatlakların oluşumunu engellemek ve meydana gelen etkilerini azaltmak mümkündür. Bu yazımızda doğum sonrası çatlaklara ne iyi gelir sorusuna yanıt bulacağız.
Bir bebek sahibi olmak isteyen kadının aklına gelecek ilk konulardan biri de vücudu üzerindeki değişimler olacaktır. Hamile olmanın her hali sevimlidir, ancak bazen alınan fazla hamilelik kiloları ve değişen vücut yapısı anne adaylarını mental olarak zorlayabilir. Bu sebeple anne adaylarının çoğu doğum sonrası çatlak nasıl geçer sorusuna yanıt arar. Zira hamilelikte en göz önünde olan değişim çatlaklardır. Pek çok kadın, vücudunda çatlak olmaması adına çeşitli yöntemlere başvurur. Kiminin de hiçbir önlem almamasına karşın vücudunda hamile çatlağı oluşmaz. Bazı anneler, doğum çatlaklarını gururla taşırken bazı anneler bundan hoşlanmaz. Bu oldukça doğaldır. Doğum sonrası çatlak sebeplerini doğru anlayabilmek ve bu ışıkta doğru çözümler bulabilmek önemlidir. İlk etapta vücudunuzun yapısı hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Vücut; hücre, deri ve bağ dokuyu bir arada tutmaya yarayan kolajen ile birlikte, esnekliği sağlayan elastin gibi proteinleri üretir. Bu bilgi doğrultusunda;
Çatlak oluşumunun temeline baktığımızda hormonsal değişimler olduğunu görebiliriz. Tabi ki derinin ani ve aşırı genişlemesi, incelmesi gibi form değişimleri de çatlaklara sebebiyet verebilir. Bu sebeptendir ki doğum sonrası çatlak bakımı kadınlar arasında oldukça yaygın olan bir konudur. Cildin orta tabakası, aniden kilo alım ve verimiyle birlikte elastik yapının ötesinde büzülmeye ya da genişlemeye uğrar. Bu da deri üzerinde çatlak oluşumuna alan açar. Şayet cilt, yavaşça genişlerse deri yapısı buna uyum sağlayabilir. Hamilelikte oluşan çatlakların sebebi net olarak söylenemese de çoğu araştırmacı bunun genetik yapıyla ilgisinin olduğunu söyler. Zaten kilolu olan bir kadının hamilelikle birlikte cildinin daha da gerilmesi hamilelikte çatlağın bir başka sebebidir. Aşırı şeker tüketimi, sigara kullanımı ve güneş ışığı gibi faktörler de kolajen yapının zarar görmesine sebep olabilir. Hamilelik sonrası oluşan doğum sonrası çatlak izleri, yalnızca cilt görünümünü bozan deformasyonlardır. Tıbbi olarak bu deformasyonların hiçbir zararı yoktur. Ancak en başta göbek kısmında yer alan doğum çatlakları, anne ve anne adaylarını rahatsız edebilir. Bu çatlaklar, tam anlamıyla yok edilemez ancak görünümündeki etki belli başlı ürünlerle desteklenerek en aza indirilebilir.
Hamilelik döneminin başlamasıyla birlikte anneler, doğum sonrası çatlak kremi kullanımına rahatlıkla başlayabilir. Çatlak önleyici ürünler, hamilelik sonrası bakım sürecinde günde en az bir defa kullanılmalıdır. Zaman içinde oluşacak çatlakların önüne bu sayede geçebilir ya da oluşan çatlakların etkisini en aza indirebilirsiniz. Hamilelik ve hamilelik sonrasında çatlaklara adeta savaş açan ürün önerilerimiz var:
En az 3 ay düzenli kullanımda, günde en az 2 kez uygulandığında çatlaklara karşı etkili bir savaşçıdır. Cilde doğal nemini geri kazandırmada başarılı olan bu ürünü cilt rengi açımında ve güneş ışınlarından kaynaklı ton farklılıklarını düzeltmede de kullanabilirsiniz. Yanı sıra kırışıklık ve ince çizgi problemi bulunan vücut ve yüz bölgelerini pürüzsüzleştirmeye ve sıkılaştırmaya da destek olur.
Cilt bakımında doğallık, etkili sonuçlar ve ışıltı arıyorsanız; Bioxcin'in Gold On Skin Işıltılı Kuru Yağı ile tanışmanın tam zamanı. %98 doğal içerikle geliştirilen bu çok yönlü kuru yağ, cilt, saç ve makyaj rutininizin vazgeçilmez parçası olmaya aday.
Güneş ışığı, yaşam kaynağımız olduğu kadar cildimiz üzerinde de güçlü etkiler yaratır. Yaz aylarında artan dış mekan aktiviteleri, plaj keyifleri, doğa yürüyüşleri ve tatil planları derken cildimiz hem fiziksel hem biyolojik olarak ciddi sınavlardan geçer.
Renkli güneş kremi, yalnızca UV ışınlarına karşı bir kalkan değil, aynı zamanda günlük hayatın içinde estetik ve pratiklik sunan çok yönlü bir cilt bakım ürünüdür. Bu ürünler, güneşten gelen zararlı UVA ve UVB ışınlarına karşı koruma sağlarken, aynı zamanda cilt tonunu eşitler, lekeleri ve kızarıklıkları gizler.
Bronzlaşma, cildin ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kaldığında melanin pigmenti üretimini artırarak cilt tonunun koyulaşması sürecidir. "Bronzlaşma ne demek?" sorusunun cevabı sadece estetik bir görünüm arayışı değil; aynı zamanda vücudun güneş ışığına karşı doğal savunma mekanizmasıdır.
İnsan bedeni devamlı olarak kendini yenileyebilir. Yaşamsal faaliyetlerin devamını sağlayan vücut işleyişi tazelenmeyi sağlar. Etkili bir bakım kapsamında bu yenilenme daha kolay bir biçimde gerçekleşebilir.
Günümüz dünyasında cilt bakımı gerçekleştirmek oldukça kolay. Çünkü her cilt yapısına ve tipine hitap etmeyi başaran bakım ürünleri söz konusu bakımı yapmayı pratik hale getirir. Bakım kadınların olduğu gibi erkeklerin de en büyük ihtiyacı.
Kişisel bakım hem erkek hem kadın bireylerin ihtiyacı olan birtakım basit işlemleri kapsar. Kişisel bakım olmadan yaşamı sağlıklı ve konforlu sürdürebilmek pek mümkün değil. Kişinin kendine gerektiği gibi bakmaması dış görünümünü olumsuz etkiler.
İnsan vücudu devamlı olarak yenilenir. Çünkü vücut, yaşam devamlılığını sürdürmek adına belirli eylemler gerçekleştirmek zorunda. Bu eylem devam ettikçe yaşam da devam etmiş olur. Cilt, yenilenme eylemi içerisinde olan uzuvlardan biri. Tenin tazelenmesi genç ve dinç görünümü için oldukça önemli. Vücut bakımında trend ürünler kullanılarak bu yenilenme günümüz koşullarında rahat bir şekilde sağlanabilir.
